Türkiye’nin kadın temsilinde Arap ülkelerinin dahi gerisinde kalmasının altını çizen Atay, bundan sonraki çalışmalarını iki temel üzerinden ilerletmeyi amaçlıyor. İlk olarak, Türkiye’de kadın gruplarının ve feministlerin “politika”yı nasıl anladıkları, deneyimledikleri ve pratiğe yansıttıklarını sorgulamayı planlayan Atay, ardından, şu an parlamentoda olan dört siyasi partinin politikaları ve söylemlerinden yola çıkarak partilerin “kadın politikası”nı ve “cinsiyet eşitliğini” nasıl anladıklarını inceleyecek.
OrientXXI ve Al Araby sitelerinde yayınlanan makalesinin iyi yorumlar aldığını belirten Hazal Atay, “Türkiye’de ‘özel olan politiktir’ diyen ikinci dalga feminizmin etkisiyle, bizler biraz daha özel alana ait meselelere ağırlık veriyoruz. Bunlar kadına şiddetten tutun da şort giyme özgürlüğümüze kadar geniş bir spektrumu kapsıyor. Bu makale, dikkati süfrajetlerin, yani kadınların politik haklarını savunan ilk feministlerin söylemlerine çekiyor. Bugün de ne yaparsak yapalım, politikadan vazgeçemeyeceğiz. Gerçek değişimin yaşandığı alan meclis ve kadınlar orada eksik temsil ediliyor” diyor.