DentGroup Yönetim Kurulu Başkanı Efe Çelebi, Covid-19 pandemisinin yaşandığı ve insanların kliniklere gitmekten imtina ettiği süreçte, ağız ve diş sorunu yaşayanlar için kurdukları online danışma hattı ile 9 binden fazla hastanın derdine derman oldu.
Üsküdar Amerikan Lisesinden mezun olduktan sonra eğitiminizi ve kariyerinizi nasıl şekillendirdiğinizi öğrenebilir miyiz?
UAA'dan mezun olurken kafamda tek meslek vardı: Diş hekimliği. Tabii bunda en büyük etken, çocukluğumun babamın muayenehanesinde, alçılar ve protez malzemeleriyle oynayarak geçmesiydi. Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesini bitirirken de aklımda tek bir şey vardı: Diş hekimliğini farklı yapmak. Çok şanslıyım ki, üniversiteden mezun olduğum sıralarda diş hekimliği dünyasında bir değişim dalgası başlamıştı. Artık tekli muayenehanelerin yerine birçok hekimin beraber çalıştığı, dijitalleşme sürecinde olan daha büyük klinikler açılıyordu. Bu kliniklerin Amerika ve Avrupa’daki örneklerini araştırmaya başladım. Burada en önemlisi güvenilir ve yenilikçi bir marka ortaya çıkarmaktı. DentGroup’u da bu amaçla kurduk.
Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürüttüğünüz DentGroup ile ilgili kısaca bilgi verir misiniz?
DentGroup şu an şube sayısı itibarıyla Türkiye’nin en büyük diş kliniği zinciri. İş modelimiz, diş hekimleriyle ortaklık yaparak büyüme üzerine kurulu. Şu an beraber çalıştığımız 160’a yakın hekimin 50’ye yakınıyla ortağız. Yani neredeyse her üç DentGroup hekiminden biri, çalıştığı kliniğe bir şekilde ortak. Şu an 22 şubemiz ve 200 binin üzerinde hastamız bulunuyor, ancak beş yıllık hedefimiz şube sayımızı 200’ün, hasta sayımızı da 2 milyonun üzerine çıkarmak. Türkiye, nüfusunun büyüklüğü, halen diş hekimine gitme alışkanlığının Avrupa ortalamasının çok altında olması ve sosyal medyanın yoğun kullanımıyla çok yüksek potansiyeli olan bir ülke. Diğer taraftan DentGroup’ taki en büyük hedeflerimizden biri sadece ulusal bir marka olarak kalmayıp, uluslararası arenada Türk diş hekimliğinin ulaştığı kaliteyi gösterebilmek. Bu amaçla geçen yıl Almanya Köln, bu yıl da Azerbaycan Bakü’de ilk kliniklerimizi açtık.
Covid-19 sürecinde hastanız olsun ya da olmasın herkesin başvurabileceği bir danışma hattı kurarak insanlara destek olma çabası içerisine girdiniz. Böyle bir fikir nasıl oluştu ve insanlar bu projenizden ne şekilde yararlandı?
Covid-19 pandemisi sırasında yurt içi ve yurt dışı kliniklerle sürekli temas halindeydik. Bu toplantılardan birinde, İtalya’dan bir klinik, hastalarına telefonla nasıl destek olduklarını anlattı. Biz de bunu nasıl bir adım daha ileri götürebiliriz diye düşündük ve “DentGroup Online Destek” projesi bu şekilde doğdu. Dedik ki, hastamız olsun ya da olmasın herhangi bir kişi dört soruluk online testimizi doldurarak sorununun aciliyetini ve mümkünse evde kendi başına yapabileceği basit çözümleri öğrensin. Eğer bu sorununa bir çözüm olmazsa, problemine uygun uzman hekimimizle canlı olarak tamamen ücretsiz bir görüşme sağlasın. Bu da yeterli olmazsa acil hizmeti veren bir kliniğimizden online olarak randevu oluşturabilsin. Bu sistem, pandemi süresince dental problem yaşayan ve hekimine ulaşamayan 9 binden fazla insana destek oldu ve çok sayıda teşekkür mesajı almamızı sağladı.
Hastalarla online görüşme yapmak, size nasıl bir deneyim yaşattı?
Dört yıldır hasta bakmadığım için online görüşme de yapma şansım olmadı, ancak yapan arkadaşlarımızdan aldığımız dönüşler muhteşemdi. Hastaların bu zor dönemlerinde onlara destek olabilmek herkeste ciddi bir manevi tatmin yaratmıştı. Normalleşme döneminde de bu motivasyonun olumlu etkilerini halen görüyoruz.
Pandemi döneminin öncesinde sizlerin sağlık turizmiyle ilgili çalışmalarınızın olduğunu biliyoruz. Yeni normale döndüğümüzde, bu çalışmalarınızın devam etmesi için çeşitli planlamalar yapıyor musunuz?
Biliyorsunuz son yıllarda Türkiye sağlığın her branşında ciddi atılım yaptı ve yurt dışından insanlar kalite ve rekabetçi fiyatlardan dolayı ülkemizi tercih ediyor. Biz de DentGroup olarak toplam ciromuzun yüzde 10-15’lik kısmını sağlık turizminden elde ediyorduk. Tabii ki uçuşların durması ve izolasyon kurallarının uygulanması nedeniyle sağlık turizmi tamamen durdu. 2020 yılının sonuna kadar yarım kalan tedavilerini tamamlayacak insanlar ve ekstra cesurlar haricinde sağlık turizminde fazla bir talep beklemiyoruz. Diğer taraftan, Covid-19 sürecinin ülkemizde iyi yönetilmesiyle yükselen ülke imajı ve artan döviz kuruyla fiyatlarımızın daha da rekabetçi hale gelmesi nedeniyle 2021 yılında hasta sayılarında çok ciddi bir artış bekliyor ve planlarımızı da buna göre şekillendiriyoruz.