Yazı: Banu Kitiş Dağıstan (ACI’98)
Uzun beyaz elbiseleri içinde birer kuğuyu andıran, kameraya içtenlikle gülümseyerek poz veren 13 genç kız… O güne kadar sahip oldukları sıfatların yanına, o gün belki de onlar için en önemlisi ekleniyor: İzmir Amerikan Koleji’nin 1946 dönemi mezunlarından biri olmak. Bu fotoğrafa bakınca insanın aklına, “Neden bu kadar az kişi mezun olmuş?” sorusu geliyor. Grubun tam ortasında oturan, eteklerinin altında herkesin toplandığı bir kraliçe gibi duran Yıldız Tınas İzmiroğlu’na soruyoruz: “13 kişi mi girmiştiniz okula?” Merakımızı şöyle gideriyor İzmiroğlu: “Biz okula ilk girdiğimizde 24 kişiydik ki çok kalabalık oldu deniliyordu. Okulun tamamı 350 kişiydi. Düşünün... Yatakhaneye altı arkadaş birlikte kaydolmuştuk. Bristol Binası’nda, üst katta yatıyorduk. 1946’da mezun olduğumuzda, 11 arkadaşımızı fire vermiştik. Aralarından nişanlananlar veya evlenenler olduğu gibi, aldığı tahsil yeterli görülüp okuldan alınanlar da olmuştu. Kimisi de okula uyum sağlayamamıştı. Sözünü ettiğiniz fotoğraf mezuniyet günümüzde çekildi. Bizim zamanımızda balo yoktu, sadece mezuniyet merasimi olurdu.”
O yıllarda Bergama’da oturan İzmiroğlu’nun ailesinin Amerikan Koleji’nden haberdar olmasına, çok yakın görüştükleri aile doktorları aracı oluyor. Okulu çok metheden doktorlarının sözüne güvenen babaları Kamil Tınas, ilk kızı Türkan’dan (ACI’45) bir sene sonra, Yıldız’ı da Amerikan Koleji’ne yatılı olarak yazdırıyor. Birkaç sene sonra İzmir’e taşındıklarında da yine babasının arzusuyla okula yatılı olarak devam ediyor. “Yatılı binasında öğretmenlerin hepsi Amerikalıydı. Bu da o dönem bizim için çok büyük bir şanstı. Cuma günü oldu mu, biz yatılıları okulun arka yolundan kısa yürüyüşlere çıkarırlardı. Hafta sonları da okula yürüme mesafesinde olan Güzelyalı’daki iki katlı evlerine davet eder, farklı oyunlar oynatırlardı. Çok eğlenirdik. Fevkalade yaratıcı insanlardı. Öğretmenlik anlayışları da daha farklıydı. Bizlerin hayatlarına inerlerdi” diyen İzmiroğlu, öğretmenleriyle bir aile gibi olduklarını söylüyor.