SEV İlköğretim Kurumları 25 yaşında
1997 yılında Sağlık ve Eğitim Vakfı tarafından üç şehirde kurulan SEV İlköğretim Kurumları 25. yılını kutluyor. Çeyrek yüzyıl önce eğitim hayatına başlayan Üsküdar SEV, İzmir SEV ve Tarsus SEV, beslendikleri köklü eğitim geleneğinin zengin toprağında serpilip gelişerek Türkiye’nin en iyi ilköğretim kurumları arasına girdiler. Mezunları tarafından kurulan SEV’in yönetsel, finansal ve bilgi birikiminin nasıl yepyeni ve güçlü eğitim markaları yaratmayı başardığını ve gelecek planlarını SEV Genel Müdürü Prof. Dr. Güray Erkol ile konuştuk.
Köklü Amerikan Kolejlerini çatısı altında toplayan SEV’in anaokulları, ilkokulları ve ortaokulları, yoğun talebin olduğu, kurayla öğrenci kabul eden güçlü eğitim markaları olmayı nasıl başardılar? Üsküdar SEV, İzmir SEV ve Tarsus SEV’in kuruluş öyküsünü kısaca anlatır mısınız?
Bu öykünün çok fazla kahramanı olduğunu söyleyerek başlamak isterim. Onlar “kahraman” kelimesini gerçekten hak eden yöneticiler, idareciler, öğretmenler, çalışanlar... SEV çatısı altındaki Üsküdar SEV, İzmir SEV ve Tarsus SEV İlköğretim Kurumlarının yolculuğu, 1997’de Türkiye’nin eğitim tarihindeki en önemli kararlardan birinin alınmasıyla başladı. Cumhuriyet’in kuruluşundan beri süre gelen beş yıllık zorunlu temel eğitimin süresi 8 yıla çıkarıldı. Bu gelişme ortaokul ve lise seviyesinde eğitim veren UAA, ACI ve TAC’deki ortaokul bölümlerinin kapanması anlamına geliyordu. Vakfımız Türkiye’de hiçbir yabancı okulun yapamadığını yaparak aynı yıl içerisinde hemen üç şehirde birden anaokulu, ilkokul ve ortaokul seviyelerinde eğitim verecek üç okul açmaya karar vermiş. Buluşma dergisinin eski sayılarından birinde “Şu Çılgın Kolejliler” diye bir kapak var. Ben böyle bir girişimden sonra ayrıca “Şu Çevik Kolejliler”i de ekleyebilirim. “Çılgınlık” kısmında şu var ki, o günlerde Vakfın finansal gücü ve insan kaynağı üç lokasyonda birden okul kurmak için çok kısıtlı. Çeviklik de şu ki; bu kısıtlı imkânlara rağmen o kadar hızlı harekete geçiliyor ki, yasanın yayımlanmasından bir ay sonra üç şehirde birden üç okulun da ders zili çalıyor. Tabii bu çevikliğin en önemli itici güçleri, köklü bir eğitim geleneğinin sağladığı birikim ve dayanışma ruhu, kurumlarına gönülden bağlı, bazıları mezun öğretmenlerin ve idarecilerin büyük özverisi ve Vakfın gönüllü Mütevellileri ile Yönetim Kurulu üyelerinin doğru vizyonları... Yasanın çıkacağı anlaşılınca 1997 yılının başından itibaren UAA, ACI ve TAC kampüslerinde tam bir seferberlik başlatılıyor, ortaokullardan boşalacak yerler hazırlanıyor; onlar yetmiyor, çünkü ana sınıfıyla birlikte 6 sınıfa daha yer bulmak gerekiyor, kampüslere prefabrik binalar inşa ediliyor. Tarsus SEV’de eskiden kamu okulu olan Misak-ı Millî binasında eğitim başlarken, yer kalmayınca öğretmenler uzun süre prefabrik bir yapıyı öğretmenler odası olarak kullanıyorlar. İzmir SEV’de eğitim yine prefabrik binalarda başlıyor. Üsküdar SEV’de bir mezun, binasını ücretsiz olarak okula tahsis ediyor. Buradaki öyküler çok değerli. Bugün SEV İlköğretim Kurumlarının 25 yılının temellerinde tüm bu öyküleri yaratanların emekleri, inançları ve dayanışmaları var.
SEV İlköğretim Kurumları 25 yılda nasıl bir eğitim politikası ve stratejisi izledi? Vakıf için 25 yıllık deneyim ne ifade ediyor?
En başından Vakıf, SEV İlköğretim Kurumlarının kendi kimliklerine ve altyapılarına sahip olması gerektiğini biliyordu. Zaten eğitimde her yaş grubunun kendine özgün ortamlara ihtiyaçları var. Bu nedenle öncelikle kampüsler ve yeni binalar üzerinde yoğunlaşılıyor. Hızla yeni binalar ve alanlar inşa ediliyor veya kiralanıyor. Üsküdar üç farklı kampüse yayılıyor, İzmir'de 2011 yılında Frank Hall inşa ediliyor, Tarsus 2013’te yeni inşa edilen kampüsteki yerine taşınıyor. Tabii eğitim anlayışı olarak liselerimizden gelen çok önemli bir eğitim geleneği ve birikim var. Ortaokul seviyesinde zaten eğitim veriliyordu ve öğretmenlerimiz vardı. İlkokul yine yabancı dilin temel alındığı var olan eğitim anlayışının üzerine inşa edildi. SEV İlköğretim Kurumları için velilerin gözünde başta “Amerikan’ın ilkokulları” algısı vardı. Bu bir yandan avantaj sayılırdı, ama daha yeni kurulmuş okullar için Amerikan Kolejleri seviyesinde bir eğitim standardı beklentisi de vardı. SEV en başından, tıpkı liselerimiz gibi ilköğretimlerin de kendi özgün kimliklerini yaratmayı ve birer eğitim markaları olmalarını hedefledi. Vakıf ve okullarımızdaki yöneticilerimiz, öğretmenlerimiz bu amaçla büyük emek verdiler. Velilerimizdeki algı da hızla değişti; kolejlere giriş sınavla olmaya devam etmesine rağmen, SEV İlköğretim Kurumlarına öğrenci kabulü için kuralara yoğun ilgi, artarak devam ediyor. Vakıf bugün ilköğretimlere birçok alanda yatırım yapıyor. İnsan kaynakları, finansal yönetim, eğitim araştırmaları gibi alanları Vakıf olarak üstleniyoruz, böylece okullarımızın tamamen eğitimin uygulanmasına odaklanmalarını sağlıyoruz. Üç okulumuzun yöneticileri ve Vakıf arasında sürekli bir iletişim ve etkileşim var. SEV Eğitim Departmanı ile düzenli olarak bir araya gelip, birlikte çalışıyorlar. Ortak etkinlikler düzenleniyor, ortak müfredat geliştiriliyor. 25 yıl içinde Vakfın kurumsallaşması ile ilköğretim kurumlarının güçlü birer eğitim kurumu olarak inşası, iç içe geçerek birbirini besledi, geliştirdi ve büyüttü. SEV, 2014 yılında SAC’yi de başarıyla kurup ana okulundan lise son sınıfa kadar K-12 seviyesinde Türkiye’nin en iyi eğitim kurumlarını oluşturdu. Bunu da arkasında büyük sermaye destekleri olmadan kendi kaynakları, gönüllü mezunları ve tutkulu öğretmen ve çalışanlarıyla başarabilmiştir.
İlköğretimlerin bugünkü durumunu değerlendirebilir misiniz? Eğitim anlayışı, yeni yatırımlar ve planlar nelerdir?
Üç şehirde yer alan kampüslerimizde bugün yuva sınıfından 8’inci sınıfa kadar, toplam 2 bin 500’e yakın öğrenci eğitim görüyor. Üsküdar SEV’de anaokulu Koşuyolu’nda, ilkokul Beylerbeyi’nde ve ortaokul Çamlıca kampüslerinde eğitim veriyor. 2023 yılında Çekmeköy'deki yeni ortaokul kampüsümüz açılacak ve mevcut kapasitemizi artıracağız. İzmir SEV'de 2011 yılında inşa edilen Frank Hall binası halen ilkokul olarak kullanılıyor. Emerson Binası anaokulu ve West Hall ise ortaokul binası olarak ACI ile aynı kampüste bulunuyor. Tarsus SEV ise 2013’ten bu yana tasarım ödüllü kampüsünde eğitime devam ediyor. Eğitimde, kolejlerimizde her zaman önem verilen yabancı dil eğitimi ilk sıralarda yerini koruyor. Ana sınıflarında her sınıfta bir yabancı dilli öğretmen bulunuyor. Eğitim programlarımızı, mutlu, başarılı, güçlü, değişime ayak uydurabilen, evrensel değerlere sahip, sosyal sorumluluk bilincinde, çağın ihtiyaçlarına yönelik becerilerle donanmış bireyler yetiştirmek için tasarlıyoruz. Birçok özel müfredat ve eğitim programını kendimiz tasarlıyor ve uyguluyoruz. Öğrencilerimizin sosyal sorumluluk projelerinde yer almalarını sağlayarak topluma hizmet bilincini kazandırmaya çalışıyoruz. Pandemi döneminden birçok deneyim edindik, dünyadaki gelişmeleri yakından takip ettik. Eğitimde teknoloji kullanımında önemli yatırımlar yaptık ve etkin bir şekilde kullanmaya başladık. Öğretmen gelişimine yönelik önemli adımlar attık. SEV Akademi ile öğretmen eğitimine yönelik kendi programlarımızı geliştirdik. Üç okulumuz arasında iletişim, etkileşim ve paylaşımı en üst seviyede sürdürüyoruz. Vakıf olarak okulların eğitime odaklanmaları için başta eğitim geliştirme ve öğretmen gelişimi olmak üzere birçok alanda insan kaynağımızı artırdık, yeni departmanlar oluşturduk. Dünyadaki gelişmeleri yakından takip ederek Türkiye’nin öncü uygulamalarını geliştirecek ve bunları toplumun tümüyle paylaşmaya devam edeceğiz.
Vakıf, ilköğretim kurumlarından sonra 2014 yılında SEV Amerikan Kolejini (SAC) açtı. SAC ile SEV İlköğretim Kurumları arasındaki ilişki nasıl?
1997 yılında ilköğretim okulları açıldığından bu yana hep SEV Lisesi açma fikri olmuş. Ailelerden anaokulundan lise sona kadar çocuklarını aynı eğitim kalitesi ve aynı kültür içinde okutabilecekleri bir okul talebi oluyordu. SEV İlköğretim Kurumlarının başarıyla kurulmasıyla Vakıf, edindiği deneyimle yeni lisesi SEV Amerikan Kolejini (SAC) 2014 yılında Çekmeköy’de inşa edilen kampüsünde eğitime açtı. Bu sayede Üsküdar, İzmir ve Tarsus’tan mezun olan öğrenciler 75 not ortalamasını tutturdukları zaman doğrudan sınavsız SAC’de eğitimlerine devam edebiliyorlar. 2023 yılında Üsküdar SEV’in yeni ortaokul kampüsü de Çekmeköy’de faaliyete geçince bu ilişki daha da güçlenecek.
SEV İlköğretim Kurumları önümüzdeki 25 yılda kendine nasıl bir yol haritası çiziyor?
150 yıllık kurumlarımızı düşündüğümüzde, 25 yıl kısa gibi görünebilir ama içinde bulunduğumuz dönem açısından bakarsak köklü değişimlerin yaşandığı yıllar oldu bunlar. Türkiye’de ilk internet servis sağlayıcı, yani evlere internetin ulaşması 1996 yılında başladı. İlk cep telefonu görüşmesi 1994 yılında yapıldı. Eğitimin temellerinden biri olan bilgiye erişim ve bilginin yayılması açısından söylüyorum, tam bir enformasyon devrimi yaşadığımız yıllar oldu son 25 yıl. Böylesi bir değişim döneminin başında kurulan SEV İlköğretim Kurumları Türkiye’nin en kaliteli okulları arasında ilk sıralarda yerini almayı başardı. Vakıf olarak bu dönemden edindiğimiz deneyimler çok değerli ve geleceğimize ışık tutacak. Geçen 25 yılın değişim hızını, son üç yılda pandeminin hızlandırdığı dönemi de düşündüğümüzde, 25 yıl sonrasını şimdiden öngörmek imkânsız. Ama biliyoruz ki, bugün 4 yaşında yuva sınıfına başlayan bir öğrencimize, 25 yıl sonrasının dünyasına hazırlayacak temelleri kazandırmalıyız. Öğrencilerimizin, temel değerlerimizi kazanmış, içsel mutluluk ve huzurla büyüyen, kendisiyle ve çevresiyle barışık, topluma hizmet etme bilinci edinmiş, başarılı bireyler olmaları için çalışıyoruz. Onların bilgiyi kendi başına öğrenebilen, sorgulayabilen, araştırabilen, verileri sentezleyebilen, teknolojiyi kullanma becerilerine sahip olmalarını hedefliyoruz. Geleceği bilemesek de yapay zekâ, metaverse gibi kavramların, tıpkı geçmişte internet ve bilgisayarların yaptığına benzer şekilde önümüzdeki 25 yılı şekillendireceğini görüyoruz. Geleceğin dünyasında insan-teknoloji ilişkisinde yepyeni olanaklar ve riskler ortaya çıkacak. Değişimlere karşı esnek ve dayanıklı, yaratıcı ve analitik düşünebilen SEV İlköğretim mezunları, gelecek her nasıl olursa olsun kendileri ve toplumları için en iyisini başarıyla yapacak yetkinliklere ve becerilere sahip olacaklar. Vakıf olarak ise öğretmenlerimizle birlikte bugünden gelecek için çalıştığımızı söyleyebilirim. SEV Eğitim Departmanımız, SEV Akademi, SEV Araştırma ve Etki bölümümüz 25 yıllık bu birikimi kurumsal bir hafıza haline getiriyor. Öğretmenlerimizi eğitiyoruz, kendi eğitim programlarımızı geliştiriyoruz. Sürekli gelişen, öğrenen bir organizasyon olma stratejimizle gelecekte de eğitimimizi en üst kalitede sürdürerek başarılı mezunlar yetiştirmeye devam edeceğiz.