Amacı, pozitif fark yaratmak
Cem Uygur Saraydar, ABD’de General Motors’da Ar-Ge ve inovasyon yöneticisi. Ağa bağlı araçlar, bilgi tabanlı eğlence ve insan makine arayüzü alanlarında çalışıyor. Kablosuz iletişim alanında çok sayıda patenti bulunan Saraydar, ürettiği fikirlerle pozitif fark yaratmayı hayal ettiğini belirtiyor.
Cem Saraydar… Bu ismi duyanın yüzünde bir gülümseme belirir. Okul dönemimizde sınıf arkadaşım olan Cem, akademik başarısıyla öne çıkmasının yanı sıra olumlu kişiliğiyle çok sevilirdi. Hem akıllı hem çalışkan hem de müthiş bir dost olması onu ayrı bir yere konumlandırırdı.
Tüm bu özelliklere sahip olan bir kişiliğin meslek hayatında yakaladığı başarı hiçbirimiz için sürpriz olmadı. Tarsus Amerikan döneminde Drama Kulüp’e verdiği emek, sıkı dostlukları, biz “kapasitesi sınırlı” arkadaşlarına engin bilgisiyle ders vermesi, her daim yardımcı olması, ona olan sevgimizin derinleşmesindeki etkenlerden sadece birkaçı. Akademik ve sosyal hayattaki başarısını profesyonel yaşamına da aktaran Cem’e, Connect okurları adına bol bol soru sordum. Kendisine buradan bir defa daha teşekkürlerimi sunarken, sizi bu harika kişiyle baş başa bırakıyorum.
Sevgili Cem, TAC’deyken kendine nasıl bir gelecek çizeceğin gözünde canlanmış mıydı?
Küçükken astronot olmayı hayal ederdim. Herhalde bilimkurguya düşkün olduğum içindir. Büyüdükçe bu düşünce evrim geçirdi, kelimenin tam anlamıyla ayağı daha yere basarak NASA’da mühendislik yapma hayaline dönüştü. Lisede hem matematiği hem de fiziği seviyordum. Mühendislik yapmak isteyen birisi için güzel bir durum bu tabii ki. Bu ilgiden dolayı üniversite seçme sınavında tercihim mühendislikten yana oldu. Bu arada, bizim lise yıllarında dönemin mühendislik modası, elektrik-elektronik bölümleriydi. Boğaziçi Üniversitesi beni en çok çeken okuldu. Sonuç olarak, kendimi Boğaziçi Elektrik-Elektronik Mühendisliği sıralarında buldum.
Kariyer anlamında okuldan sonra ne gibi adımlar attın?
Üniversitedeyken, akademik kariyer ilgimi çekmeye başlamıştı. Akademik kariyer için yüksek lisans gerekiyordu, yüksek lisans için de en iyi olanaklar Amerika’daydı. Doğrusu, Amerika’da öğrenim görme fikri, lise yıllarında bile aklımın bir köşesindeydi. Durum böyle olunca, yüksek lisans için Amerika’daki okullara başvuru sürecim başladı. Birkaç okuldan kabul geldi ve sonuçta New Jersey’deki Rutgers Üniversitesine gitmeye karar verdim.
Otomotiv ve teknoloji müthiş bir birleşim. İşin mutfağında olmak nasıl bir his?
Otomotiv çok büyük bir dönüşüm geçiriyor. General Motors CEO’su Mary Barra’nın ifadesiyle, sektör son 100 yılda geçirdiği değişimin daha fazlasını geçtiğimiz beş yılda gördü. Sosyal değişimler, tüketici tercihleri ve tüketim modellerindeki değişiklikler, çevresel endişeler gibi makro faktörler, değişim ihtiyacını doğuran asıl nedenler arasında. Öte yandan bu değişimin itici gücü, elektrikli araba, sürücüsüz araç, telsiz bağlantılı araçlar ve erişilebilirlik, paylaşılan mobilite gibi trendlerin gerektirdiği ileri teknoloji ve inovasyon. Müşterilerimizin deneyimlerini geliştirecek çözümler üretmek, ulaşım sorunlarına yenilikçi çözümler bulmak… Beni heyecanlandıran, motive eden, işimi eğlenceli ve yapmaya değer kılan nedenler bunlar. Onun için, böyle bir zamanda, böyle bir sektörde, teknolojinin sınırlarını zorlayan bir işte çalıştığım için kendimi şanslı hissediyorum. Minnettarım.
Araçlarda mobilite ve teknolojik açıdan bizi neler bekliyor? Jetgiller gerçek olacak mı?
Jetgiller en sevdiğim TV çizgi dizilerinden biriydi. Hiç kaçırmazdım! Günümüzün en donanımlı araçları, Jetgiller’deki araçlardan aslında çok farklı değil. Uçabilen taşıtlar henüz prototip aşamasında ve hayatımıza daha girmedi, doğru, ama günlük hayatta gördüğünüz birçok araçtaki elektronik ve yazılım donanımı, F16 jetlerinden bile daha gelişmiş! Araçlardaki teknolojik gelişim aslında bundan 5-10 sene kadar önce ivme kazanmaya başlamıştı. Bu durumun günümüz araçlarına birçok özellik sağladığını görüyoruz. Örneğin, artık sıradan bir özellik oldu ama günümüzde çoğu araçta kişisel akıllı telefonunuz, aracınızın bilgi-iletişim sistemlerine Bluetooth ya da USB aracılığıyla bağlanabiliyor. Bu sayede sürücüler telefon görüşmelerini daha güvenli bir biçimde yapabiliyorlar ya da akıllı telefonlarındaki birtakım uygulamaları, araçlarının ekranlarından idare edebiliyorlar. Bunlar günümüzde sıradanlaşmış olsa da bu özelliğin nasıl gelişerek devam edeceğine bakmak lazım. Şu anda artık basit olan bir özellikten yola çıkıp, bambaşka bir deneyim hayalinde kendinizi bulmanız çok da zor değil. Örneğin aracınız siz daha ona yaklaşırken gelişinizi algılayıp, sizin siz olduğunuzu biyometrik verileriniz aracılığıyla teyit ettikten sonra kapısını otomatik olarak açıp, sizi tercihiniz olan bir seslendirmeyle karşılayabilir. Siz daha koltuğunuza yerleşirken, beğendiğiniz bir melodiyle ve ekran animasyonları eşliğinde size hoş geldin diyebilir. Gitmek istediğiniz adresi, sizin buluttaki dijital verileriniz üzerinde çalışan yapay zekâ algoritmaları yardımıyla doğru tahmin edip, navigasyon otomatik olarak başlayabilir. Uygulamaları güncelleyip, aracınızın her gün, bir önceki günden çok daha farklı, bambaşka yeni özelliklerle donanmasını sağlayabilir. Bu örnekler, bu fikir egzersizleri o kadar çoğaltılabilir ki, oturup tüm gün konuşsak bitiremeyiz. Sonuç olarak, ileri teknoloji ve inovasyon sayesinde, trafik kazalarından dolayı ölümlerin hiç olmadığı, çevreye hiç fosil yakıt atmayan araçlarla, trafik sıkışıklığının olmadığı bir gelecek hayal edebiliriz. Böyle bir gelecek mümkün. Yalnız, bu sadece otomotiv sektöründeki üreticilerin gerçekleştirebileceği bir gelecek değil. Tam bir takım oyunu gerektiren, farklı sektörlerin devreye girmesiyle olacak bir şey. Çok çalışmayla, birçok dalda yenilik gerektiren bir süreç.
Akıllı teknolojilerin sence artısı ve eksisi nedir?
Akıllı teknolojiler olarak yapay zekâ ve makine öğrenimi teknolojilerini düşünürsek, günlük hayatımızı kolaylaştıran, daha keyifli yapan birçok çözümün arkasında bu teknolojilerin olduğunu göreceksiniz. Apple Siri’yle konuştuğunuzda, söylediğimizi anlayan ve cevap üreten teknoloji, yapay zekâ ürünü. Şehir trafiğini ya da hava durumunu öngören ürünlerin arkasında da yapay zekâ var. İnternetteki arama motorlarında aradığınızı kolayca bulmanızı sağlayan, kredi kartlarında beklenmeyen bir harcama olduğunda sizi uyaran, güvenlik kameralarına takılan şüpheli durumları anlayan ürünlerin arkasında da benzer teknoloji var. Otomotivde de akıllı teknolojiler için zengin bir uygulama alanı var. Örneğin sürüş güvenliğini artırmak için, tehlikeli durumları öngörüp sürücüleri uyarmak için yapay zekâ kullanılmaya başlandı. Bu teknolojiler daha da gelişecek, hayatımızın birçok alanında daha da yoğun kullanılacak. Bunlar olumlu gelişmeler. Öte yandan, her çözüm, yeni sorunlara yol açar. Akıllı teknolojiler için de bu geçerli. Örneğin, sosyal medyadaki yanlış bilgi kampanyalarının ve yanlış bilginin bu kadar kısa sürede bu kadar çok kişiye ulaşabilmesinin arkasında da akıllı teknolojiler var. Ne yazık ki, topluma en faydalı teknolojiler, kötüye kullanıldığında topluma büyük zarar da verebiliyorlar.
Otomotivin dönüşümü ve bir meslek olarak gençlerin bu sektörde yer alması konusunda düşüncelerini merak ediyorum. Otomotiv ve akıllı sistemler geleceğin mesleği midir? Öyleyse, ne şekilde yer alacaktır?
Otomotiv sektörü, teknolojik içerik açısından inanılmaz zengin. Mühendisliğin hemen hemen her dalından yetişmiş iş gücüne ihtiyacı olan bir sektör. Son yıllarda, elektronik, bilişim, yazılım, malzeme bilimi konularında, sektör içinde müthiş bir büyüme yaşanıyor, bu büyüme daha uzun bir süre devam edecek gibi de görünüyor. Son yıllarda otomotiv üreticileri ihtiyaç duydukları akıllı teknolojiler gibi stratejik teknolojileri, tedarikçi şirketlerden satın almak yerine kendi iç bünyelerinde geliştirip uygulamaya başladılar. Bundan dolayı, ilgili branşlarda kaliteli eğitim almış, öğrenmeye, kendini geliştirmeye açık gençlerin direk üreticilerde iş bulma olanakları ve burada kariyerlerini geliştirme imkânları eskiye göre çok daha fazla. Aynı zamanda, otomotivdeki değişimi destekleyen yan sektörlerde de yani otomotiv için mikroçip, bilişim, sensör, batarya ve bunun gibi çözümler üreten diğer sektörlerde de çok heyecan verici kariyer imkânları bulmak kolaylaşıyor.
Meslek seçim aşamasında olan lise öğrencilerine ve üniversiteyi yeni bitiren taze mezunlara önerilerin neler olur?
Korkarım sadece klişeleşmiş tavsiyelerim olacak: Pozitif fark yaratacak sonuçlar elde edebilmek için çok çalışmak, sonuca odaklanmak, cesaret, dirayet, özveri, işini titiz yapmak şart. Bütün bunlar, zorlukların üstesinden gelmek için gerekli. İnsanın sevdiği, zevk aldığı işi yapması da zorlukların üstesinden gelmeyi kolaylaştıran bir etken. Her konuda meraklı olmak, başkalarının fikirlerinden, tecrübelerinden bir şeyler öğrenmeye çalışmak, kendini geliştirmeye ve yeniliğe açık olmak, pozitif düşünmek ve pozitif davranmak da kariyer gelişiminde bence önemli faktörler. Kariyer yükselen, düz bir çizgi değil. En azından benim için öyle olmadı. İnişleri var, çıkışları var, güzel sürprizleri var, kötü sürprizleri var, plan değişiklikleri var, her şeyi tekrar değerlendirmemizi gerektiren zamanları var. Tekrar altını çizeyim: Çok çalışma, sonuca odaklanma, cesaret, dirayet, özveri, titizlik şart! Fark yaratacak, iz bırakacak sonuçlara giden yolun kestirmesi yok. Bunu böyle kabul etmek ve geleceğe dair umutlu olmak şart.
Amerika’da bir Türk olarak böylesine başarılı olmanın değeri bence daha da büyük. Bu çerçevede bir değerlendirme yapmanı istesem, artıları eksileriyle düşüncelerini bizimle paylaşabilir misin?
Bu noktada hayatının yarısından çoğunu burada geçirmiş biri olarak konuşacak çok şey var ama özetlemek gerekirse şu şekilde ifade edebilirim: İnsanın o güne kadar kurduğu hayatı birdenbire geride bırakıp, bambaşka bir kıtada, bambaşka bir kültürde gözünü açması çok köklü bir değişiklik. Bir çırpıda tüm sevdiklerini geride bırakmak ve bir anlamda sıfırdan başlamak gerçekten çok çok zor. Ancak aynı zamanda, o noktadan başlayarak hem özel hayatta hem iş hayatında, böyle yabancı bir ortamda yeni bir şeylere başlamak, yeni bir şeyler kurmak da bir o kadar heyecan verici ve tatmin edici. Bütün bu süreci mümkün kılan en önemli faktör de dünden bugüne, yakındaki ve uzaktaki tüm sevdiklerimin desteği ve özverisi. Onlar hayatımda olduğu için sonsuz minnettarım. Onlar olmasa yapamazdım.
Bundan sonrası için hayalin nedir? Mesleki anlamda ve özel yaşamında neler hayal ettiğini bizlerle paylaşabilirsen çok seviniriz.
Pozitif fark yaratabilmek; hem sevdiklerim için hem iş arkadaşlarım için hem de hiç bilmediğim tanımadığım insanlar için. Çocukların eğitimi, kadınların ve kız çocuklarının FeTeMM (Fen, Teknoloji, Mühendislik, Matematik) dallarında eğitimi ve istihdamı, sosyal barış ve adalet ve ifade özgürlüğü konularına destek verebilmek...