Uzun yıllar ilaç sektöründe üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra Maya kültürüne gönül veren, bu kültürle ilgili kitaplar çevirip yazan, geçirdiği inisiyasyonların ardından “kırmızı kemer” ile Maya Şamanı olan Nilgün Arıt, günümüz insanının bu kadim bilgeliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğuna inanıyor.
Nilgün Arıt ile iletişime geçip kendisiyle söyleşi yapma talebimizi aktardığımız ve kendisinin de kabul ettiği günlerde, Türkiye’nin birçok yerinde birden çıkan, ormanlarımızı yok ederken bizi de büyük bir hüzne gark eden yangınlar henüz başlamamıştı. Son bir, bir buçuk yıldır pandemi nedeniyle mezunlarımızla yüz yüze söyleşiler yapmaya ara vermek zorunda kaldığımız için, sorularımızı ya e-posta aracılığıyla gönderiyor ya da dijital platformlar üzerinden çevrim içi buluşmalar yapıyoruz. Nilgün Arıt’a da sorularımızı e-posta aracılığıyla gönderdik, ertesi gün kendisinden aldığımız yanıt ise bizi hayli etkiledi. Nilgün Hanım e-postasında özetle, yangın bölgesine yardım götürmek üzere yola çıkacaklarını, oradaki koşulları bilemediği için sorularımıza belirttiğimiz zaman içerisinde yanıt veremeyebileceğini belirtiyordu. Yıllardır Maya kültürünü derinlemesine araştıran, hayatının bir bölümünü Guatemala’da bu kültürü yaşayarak ve yaşatarak geçiren Arıt’ın, büyük bir coğrafyanın içindeki tüm canlılarla birlikte yok olmasına seyirci kalmaması yadırganacak bir durum değil elbette. Söyleşimizin içinde de okuyacağınız üzere Nilgün Arıt, insanın doğayla iç içe olması gerektiğine inanıyor, tam da bu nedenle kendisine nerede ihtiyaç varsa orada olmaya gayret ediyor…
UAA’dan sonraki eğitiminiz ve kariyeriniz hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
UAA’yı takiben İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesini bitirdim. Almanya’da Bonn Üniversitesinde Farmasötik Kimya yüksek lisansı yaptıktan sonra eğitimime Köln Üniversitesinde devam ederek, Tiyatro, Sinema ve Televizyon Bilimleri Fakültesinden mezun oldum. Yurda döndüğümde, 78’li yılların toplumsal ortamında, kültürel çalışmaları meslek olarak seçmek olanaksız hale gelmişti. İlaç sektöründen gelen bir teklifi kabul ettim ve hızlı terfiler alarak bu şirketin Genel Müdürlüğüne uygun görüldüm. Sonra yeni bir teklifle geçtiğim yine yabancı bir ilaç şirketinin önce Türkiye, sonra daha geniş bir coğrafyanın yöneticisi oldum. 2002 yılında Orta Amerika’ya yaptığım bir yolculuk, hayatımda değişim arzusu uyandırdı. İş hayatını geride bırakmaya ve Maya kültürünü derinlemesine araştırmaya, bu nedenle de İspanyolca öğrenmeye karar verdim.
Maya kültürünün ve Maya Şamanizminin ilgi alanınıza giriş öyküsünü sizden dinleyebilir miyiz?
“Orta Amerika’ya yaptığım bir yolculuğum hayatımda bir değişim arzusu uyandırdı” demiştim. Bu seyahatimde, çok olağandışı bir dizi olayın neticesinde, Maya halkının yüksek Şaman Rahibi Don Miguel Angel Vergara Calleros ile tanıştım. Bu tanışma bana, Maya kadim uygarlığının daha derinlerine uzanan bir yolu açtı. İstanbul’daki evimi kapatmadım ama Meksika’ya yerleştim. Uzun bir inisiyasyon sürecini takiben Maya Şaman kemerini takmaya layık bulundum. Görevlerim gereği sekiz yıldır Guatemala’daki Atitlan Gölü’nün kıyısındaki San Pedro La Laguna köyünde bir mekânım var ve özel şifa çalışmaları yapıyorum. 2011 yılında, Don Miguel Angel Vergara’nın elyazmaları şeklinde muhafaza ettiği bilgilerinin bir bölümünü, İngilizce ve İspanyolca olarak iki lisanda basılacak şekilde kitap haline getirdim. Meksika’da satışa çıkan bu kitaptan haberdar olan Sistem Yayıncılık’ın sahibi Erdoğan Yenice telif hakkını istedi ve “Kutsal Maya İnancı” adıyla Türkiye’de satışa çıktı. Bu kitabın okurlarının beni teşvik ve yönlendirmeleriyle ikinci kitabım “Şamanın Kozmik Dünyası”, sonrasında da “Şamanizmde Kutsal Rehberler” ve en son “Maya Şaman Şifası” kitaplarım yayımlandı.
Kırmızı Şaman kemeri alarak, bu alanda bir anlamda rehber olma vasfı kazandınız. Kırmızı Şaman kemerinin gerek Maya kültüründe gerekse sizin nezdinizde taşıdığı anlamını öğrenebilir miyiz?
Kırmızı kemer, Maya halkının Rahip Şamanlarının seçtiği talebeleriyle sürdürecekleri bir “inisiyasyon sürecinin sonunda, diğer özel (mürşid) Maya Şamanlarının onayıyla müride takılmasını uygun bulduğu kemerdir. Gerçekliğe farklı bir bakış ve hayatı deneyimlemede ampirik tekniklerin kullanılması şeklinde özetleyebileceğim Şamanizm, çeşitli tanımlamalarla karşımıza çıksa da, temelinde ruhsal bir arayışa bilinçli olarak niyet etmek vardır. Şamanik çalışmalar, bilinçli bir tercihle mevcut fiziksel gerçeklikten farklı bir gerçeklik dünyasına, normal koşullarda gözle görünmeyen, fizikötesi bir dünyaya geçmektir. Şaman sözcüğü, etimolojik olarak “bilgi” ve “ateş” anlamlarına gelen iki kök kelimeden oluşmuştur. Şamanizm’in özünde, bilinçli meditasyon ve görü deneyimleri vardır. Bu deneyimler kişiyi, kendisi için rehberlik, koruyuculuk görevi üstlenecek, hayatını anlamlı kılacak varlıklarla iletişim içerisinde olmaya yönlendirecektir. Konuyla ilgilenen araştırmacıların ortak anlatımındaysa Şaman, zaman ve mekânın dışına çıkan, “paralel bir dünya”nın derinliklerine dalan kişiye verilen addır. Şaman’ın inancında, fiziksel yeryüzü ve gökyüzünün ötesinde bir de çıplak gözle görülmeyen ruhlar dünyası vardır. Bu olağan dışı dünyayı keşfetmenin ve orada hareket edebilmenin temel tekniğine sahip olacak şekilde bir eğitimden geçer. İnisiyasyonun özünde esas olan, Şaman’ın bilinç hâlinde bir değişim yaratarak onu sıradan dünyanın, mevcut “uzay-zaman” alanının dışına çıkartabilmek, günümüz insanının ancak mitolojik anlatılarda veya rüyalarında karşılaştığı bir dünyaya dâhil etmektir. Bu yolculuklarda Şaman’a eşlik edecek ruhsal yoldaşlar vardır ve Şamanik deneyimler herhangi bir kültüre, kıtaya ya da bir çağa özel değildir.
Günümüz dünyasında birçok sorunla birden uğraşmak zorunda kalan ve bu süreç içerisinde ruhsal dinginliğe belki de hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyan insanların, rehberliğini yaptığınız öğretiyle birlikte elde edebileceği kazanımlarla ilgili neler söylemek istersiniz?
Zamanın Kısa Tarihi’nde Stephen Hawking’in son sözleri şöyledir: “...Ancak, eğer böyle bir bütünlük teorisi keşfedecek olsaydık, genel prensipleri sadece birkaç bilim adamının değil, herkesin anlayacağı basitlikte olurdu. O zaman hepimiz, filozoflar, bilim adamları ve sıradan insanlar; hepimiz kâinatın ve bizlerin neden var olduğumuz sorusunun tartışmalarına katılabilirdik. Eğer bu sorunun cevabını bulacak olursak, bu, insan aklının en yüce zaferi olacaktır; çünkü ancak o zaman Tanrı’nın zihnini tanımış olacağız.” Şamanizm sözcüğünün, mistisizmle, yeni çağ spritüalitesiyle karıştırılarak ezoterik bir öğreti zannedilmesi yanlışına sıkça rastlanmaktadır. Oysa günümüzde antropolojik olarak bilimsel anlamda anlaşılmaya ve öğrenilmeye çalışılan Şamanizm, kadim insanlık tarihine özgü bir inanç sistemi ve bu inancın uygulamalarıdır. Kişinin kendi özünden, insan, hayvan, bitki, mineral ya da göksel diğer tüm varlıkların özlerine uzanan bağların farkındalığı ve iletişimini içerir. Doğaüstü değildir ve tüm Şamanik faaliyetler esasen doğal ve ‘holistik’tir. Her şeyin daha büyük bir enerji ağı içerisinde birbirleriyle bağlı olduğunu anlamaktır. Kadim çağlarda, “görülen”, “işitilen”, “dokunulan”, “tadılan” ve “koklanan” şeylerin fiziksel âleme, yani maddesel dünyaya özgü olduğunu, öte yandan, “görülemeyen”, “işitilemeyen”, “dokunulamayan”, “tadılamayan” ve “koklanamayan” şeylerin ise fizik-dışı ve dolayısıyla ruhsal âleme özgü olduğunu kabul eden inanç sistemi, Şamanizm’in temelidir. Bu kadim bilgeliğin özünde, öncelikle kendi ruhunun geliştirilmesi sorumluluğu yatmaktadır. Kişisel ruhun tekâmülü gerçekleşmeden, kendi dışındaki fiziksel ya da fizikötesi âlemlerle ilişki kurmaya niyet etmek mümkün değildir.Şamanizm’deki teknikleri öğrenmek ve uygulamak insanı Şaman yapmayacaktır. Dünya, evren bilgisi artarak yaşamına rehberlik sunacaktır. Bu öğreti, ille semavi bir inanç ya da entelektüel zekâ gerektirmez. Yaparak, uygulayarak öğrenilen bu teknikler için gereken tek şey, kişinin kendi içerisinde uyumakta olan güç kaynağını harekete geçirmektir.
Maya kültürünün, insanın doğayla, özellikle de hayvanlarla semboller üzerinden bir bağ kurarak ruhsal dinginliğe ulaşmasını hedeflediğini göz önünde bulundurursak, günümüz insanın bu konudaki duyarsızlığı dünyanın geleceğinde ne gibi sonuçlar doğurabilir?
Herkes için öğrenilebilir ve uygulanabilir olan kadim Şamanik bilgiler, baskıcı ve hoşgörüsüz Hristiyan inancının yayılmasıyla yüzlerce yıl saman altına itilmiş, sonra diğer semavi dinler için de sakıncalı bulunmuştur. Siyasi, endüstriyel ve sosyal gelişime ters düşeceği için unutturulmuş, hatta kaybettirilmiştir. Bugün pek çoğumuz doğayla ilişkisi koptu, sanayinin ürettiği bir çevrede yaşadığımız için toprağın yaşamsal nabzını hissedemez olduk. Teknolojik tapınmalı modern bir doğa cehaletiyle dünyanın ekolojisi ağır hasar aldı ve binlerce hayvan ve bitki türü yok oldu. Gezegenin kendisi de ağır tehdit altında ve anlaşılamayan o ki, gezegeni tehdit etmek, insan soyuna tehdittir. Dünyamız, toprak anamız, gezegenimiz, insanoğlunun vurdumduymazlığı ve umarsız yok ediciliği altında acıyla kıvranıyor. Doğal dengelerin yeniden tesisi ancak ve sadece doğaya, dünyamıza ve onun bağrında yaşayan insan ve insan-dışı tüm varlıklara yenilenmiş bir saygı kazanmakla mümkündür. Bu nedenledir ki, günümüz insanının kadim bilgeliğe her zamankinden çok ihtiyacı vardır. Şamanizm, bu “unutulmuş”, “yitirilmiş” bilgileri yeniden kazanmanın yoludur.
Farklı kültürleri inceleme ve onu hayatınızın bir parçası olarak görme anlayışınızda UAA’nın rolü var mı?
Benim hayatımın her döneminde bana ışık tutan iki değerli fenerden birisi annemle babam, diğeri Üsküdar Amerikan Lisesinin kazandırdıkları oldu. Bilgiye sonsuz değer vererek durmaksızın okumam ve araştırmam, kibir taşımayan öz güvenimle pek çok yakınımın ‘macera’ diye eleştirildiği yön değiştirebilmelerim, nerede ve hangi görevde olursam olayım başımın üzerinde taşıdığım ülkeme özgü değerler, kardeşlik kavramına düşkünlüğüm ve sadakatim, önem sırasına göre yazmadığımı ifadeyle İngilizce lisanına hakimiyetim okulumun derin katkılarıdır. Bu arada önemle açıklamalıyım ki, ‘macera’dan kastım mesela, İngilizce edebiyat derslerinin değerli hocalarının derinlemesine inceleterek bize okuma aşkı sunan çalışmalarıdır.