Zirveye yelken açtı
Pınar Coşkuner Genç, beş yaşından itibaren içinde bulunduğu yelken sporunda, birçok ilke imza attı. Son olarak yelkende 2024 Paris Olimpiyatları'nda Principal Race Officer seçilerek bu göreve getirilen dünyadaki ilk kadın ve ilk Türk hakem oldu.
Dünya Yelken Federasyonunun, Uluslararası Hakem ve Eurosaf Asbaşkanı Pınar Coşkuner Genç’in, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'nda Baş Yarış Yöneticisi (Principal Race Officer) olarak görev yapacağını açıklaması, bu sporla ilgilenen herkes için gurur verici bir haberdi. Zira, küçük bir çocukken yelkene başlayan ve o günden itibaren bu sporun hemen her dalında bulunan Genç, olimpiyatlarda bu göreve seçilen ilk kadın ve ilk Türk Baş Yarış Yöneticisi olarak yelken tarihine geçti. Pınar Coşkuner Genç, Üsküdar Amerikan Lisesinin akademik eğitiminin yanında öğrencilerine isterlerse ve çok çalışırlarsa her şeyi yapabileceklerine dair öz güven kazandıran bir eğitim kurumu olduğunu söylüyor.
Yelken sporuna ne zaman başladınız? Üsküdar Amerikan’da okurken yelkenle ilişkiniz nasıl devam etti? O günlerden ilginç bir anınız var mı?
Yelkene beş yaş civarlarında, ailem sayesinde, babamın tasarlayıp Tuzla’da yaptırdığı, yelkenleri anneannemin dikiş makinesinde dikilmiş ahşap bir tekneyle Kurbağalıdere’de başladım. Ama yarış yelkenciliği, Üsküdar Amerikan’dan sınıf arkadaşım Aylin Aybers Suntay’ın (UAA’89) beni lisede İstanbul Yelken Kulübüne getirmesiyle başladı. İlk yıl Aylin dışında bir ekiple iki kişilik cadet sınıfında yelken yaptım, sonra Aylin ile iki kişilik olimpik 470 sınıfında millî takım ve yurt dışı yarışları dâhil yarıştım, hatta 1992’de beraber Balkan Şampiyonu olduk.
UAA sonrasında neler yaptınız, yelkene yönelik hem sporcu hem de hakemlik ile ilgili çalışmalarınız nasıl ilerledi?
Aylin ile milli takım dönemimiz UAA sonrası başladı. Ben hamilelik ve emzirme dönemleri dışında hep yarıştım, hâlâ yarışıyorum. İki kişilik pirat sınıfında ve üç kişilik dragon sınıfında yarıştım, ayrıca halen yatlarda yurt içi ve dışında yarışıyorum. Birçok İstanbul ve Türkiye şampiyonluğum ve trofe birinciliğim oldu. Millî takımdayken İstanbul Yelken Kulübünün organizasyonuyla hakem eğitimine ve sınavına girmiş ve belgemi almıştım ama fiilen 1-2 defa yapmıştım. Direkt millî hakem olabileceğim halde, her görevin incelikleri olduğunu düşünerek, aday hakemlikle başladım. İkinci çocuğuma hamile kaldığımda, klasik iş hayatına ara vermeye karar verdim ve yarışmaya da zorunlu ara verdiğim için hakemliğe döndüm, önce il, sonra da millî hakem oldum. Ayrıca Aylin ile yelken antrenörlüğü kursunu tamamlayıp, antrenör olduk. Hakemlik hoşuma gidince, uluslararası hakem olmak için yurt dışında yarışlara, Avrupa Yelken Federasyonunun (European Sailing Federation-EUROSAF) hakem değişim programına ve davetlerine katılmaya başladım. Sonrasında World Sailing (WS) yani Dünya Yelken Federasyonunun seminerine katılıp sınavını geçerek uluslararası hakem oldum. Birçok ülke, sınıf ve organizasyondan davet alarak yurt içi ve yurt dışında Volvo Ocean Race’in bir ayağı dâhil olmak üzere birçok önemli yarışta görev aldım ve almaya devam ediyorum.
Olimpiyat Oyunlarında yelkende dünyanın ilk kadın ve ilk Türk Baş Yarış Yöneticisi seçilmeniz nasıl gerçekleşti?
Bu, başvuru alan bir pozisyon değil. Dünyadaki 200 küsur uluslararası yarış yöneticisi (International Race Officer) yani yelken hakemi arasından, Events Appointment Working Party adı verilen uluslararası yelken hakemleri, olimpik koç ve olimpik yelkenciden oluşan bir çalışma grubu tarafından aday belirlenip, WS’in yönetim kuruluna gönderiliyor. Yönetim kurulu da onaylayınca göreve getirilmiş oluyorsunuz.
Bu görevinize nasıl hazırlanıyorsunuz, bu görevde ilk kadın olmak nedeniyle üzerinizde baskı hissediyor musunuz?
Atama yapıldıktan birkaç gün sonra toplantılar başladı. Şimdiden olası parkurlar, malzemeler, tekneler, hakemler, yarış ilan ve talimatlarını hazırlamak durumundayız. Ayrıca hakemler olarak biz de antrene olmalıyız, o yüzden WS’in organize ettiği Youth Worlds’ün, Worlds’ün, 50 küsur yıldır yapılan uluslararası bazı Avrupa yelken haftalarının (Trofeo Princesa Sofia ve Kieler Woche vb.) ve 470 sınıfının Avrupa ve Dünya şampiyonalarının başhakemliğini yapacağım. Tabii ki bir konuda ilk olmak büyük baskı, hele ki ilk kadın olarak dünya yelken tarihine geçiyorsanız! Dolayısıyla yoğun çalışıyorum ve Paris 2024 sonuna yani 2024 yılının Eylül ayına kadar yoğun olmaya devam edeceğim.
Yelkende daha önce de ilkleriniz var, son görevinizden önce yelkende ulusal ve uluslararası görevleriniz ve ilkleriniz nelerdi?
Yelkende kategori olarak ilk kız/kadın kategorisinin açıldığı dönemde yarışmaya başladım. Hakem olarak birçok yarışta ilki gerçekleştirdim: Paralimpik Oyunlarda görev alan ilk Türk hakem olmam; Dünya Gençler Olimpiyatında görev alan ilk Türk hakem olmam; üç olimpiyatta üst üste görev alan ilk Türk ve ilk kadın hakem olmam; olimpiyatta Başhakem olan ilk Türk hakem olmam; son olarak olimpiyatta Baş Yarış Yöneticisi olarak seçilen ilk kadın ve ilk Türk hakem olmam bunlar arasında. Ayrıca hem International Race Officer (IRC) hem International Judge (IJ) olan ilk Türk kadın hakemim. Yani Londra, Rio ve Tokyo Olimpiyatlarında hakemlik yaptım. Paris, hakemlik yaptığım 4. Olimpiyat olacak. Tokyo’da Başhakem olmuştum, şimdi yelkenci tabiriyle aslında Baş Yarış Yöneticisiyim ama Başhakem daha iyi anlaşıldığı için, öyle tanımlıyorum. Hakemlik dışında, Avrupa Yelken Federasyonunun ilk kadın Asbaşkanı (3. defa seçildim, halihazırda görevdeyim), WS Gelişme ve Bölgeler Komitesinin (Development and Regions Committee) ilk kadın başkanı (bu görevim devam ediyor), Dünya Federasyonu Yarış Yönetimi Alt Komitesinin ilk Türk üyesiyim ve olimpik 470 Sınıfı Birliği üyesiyim.
Üsküdar Amerikanlı kadın mezunlar Türkiye’de ve dünyada ilklere imza atmayı seviyor sanki… Üsküdar Amerikan yıllarınızın hayatınıza etkileriyle ilgili neler söylersiniz?
Kendime güvenmemi ve istersem ve yeterince çalışırsam her şeyi başarabileceğimi öğretti! İngilizce ve diğer teknik bilgiler, bence UAA’nın bana kattığı ikincil değerlerdir. Atatürk’e layık bir Türk kadını olabilmemin yolunu açmıştır.
SEV Okullarında yelkenle ilgili neler yapıldığını takip edebiliyor musunuz? Türkiye’de yelken sporunun ilköğretim ve lisede yeri nasıl olmalı?
Okul Sporları Federasyonunun, Türkiye Yelken Federasyonu ile ortak yarışlar yaptığını biliyorum ama onun dışında ne yazık ki detaylı bir bilgim yok. Artık önemli vakıf üniversitelerine spor bursuyla girilebiliyor, sporcu olununca artı not alınıyor, dolayısıyla UAA içinde spora değer verildiğini umuyorum. UAA her ne kadar deniz kıyısında olmasa da, bir yelken kulübüyle, tercihen sporcusu ve üyesi olduğum İstanbul Yelken Kulübü ile anlaşarak, spor ders saatlerinde öğrencilerini yelkenle tanıştırabilir ve sonrasında yarışçılık dersleri de verebilir. Ben de tabii ki UAA Yelken Takımı ile tanışmak isterim.