Hayal ettikleri ülke için harekete geçtiler
Yazar Defne Ongun Müminoğlu, kendisi gibi Yazar ve Eğitim Danışmanı olan yakın arkadaşı Banu Tozluyurt ile beraber, “Birlikte Geleceğiz Destek Projesi”ni hayata geçirdi. Kadınların ve çocukların kültürel, sosyal ve ekonomik gelişimini temel alan proje kapsamında, her ay dezavantajlı bir bölgeye giderek oranın yerel halkıyla buluşuyorlar.
Birlikte Geleceğiz projesi nedir; nasıl doğdu ve hayata geçti?
Eğitim Danışmanı ve Yazar Banu Tozluyurt, çok yakın arkadaşım. İkimiz de senelerce profesyonel hayatta yer almış birer anneyiz. Bununla birlikte, bu ülkede olan bitenle ilgili ciddi dertlerimiz var. Banu, kadının isterse yapamayacağı hiçbir şey olmadığına gönülden inanıyor ve bu farkındalığı yaymak için çaba sarf ediyor. Ben de ülkemizde istisnasız her çocuğun kaliteli içerik sunan kitaplara ulaşmasının en temel hak olduğunu düşünüyor, bunun gerçekleşmesi için uğraşıyorum. İki “dertli” kadın olarak, ayrılmaz bir bütün olan anne ve çocuğun kültürel, sosyal ve ekonomik gelişimi için biz ne yapabiliriz sorusunun cevabını, hayal ettiğimiz ülke için harekete geçmekte bulduk. Kasım ayında aldığımız bu kararla, Aralık ayında Mersin’e gittik. İlk durağımız imece usulü ilerledi. Ardından projenin sürekliliği için resmi bir fon havuzu oluşturduk. Her ay bir durak şeklinde planladığımız “Birlikte Geleceğiz Destek Projesi”, destekçilerimiz sayesinde süreklilik kazandı.
Proje kapsamında bugüne kadar nerelere gidildi; bundan sonra sırada hangi iller var?
Sırasıyla Mersin-Kocayer Köyü, Gercüş ve Midyat, İzmir-Bayraklı, Niğde, Van-Çaldıran, Avanos ve Çanakkale duraklarımızdı. Hakkari ile sezonu tamamlayacaktık, ancak oradaki bölgesel bazı durumlardan ötürü sonbahara kaldı. Sonbaharda söz verdiğimiz ikinci durağımız Diyarbakır. Heyecanla yeni buluşmaları bekliyoruz. Proje çerçevesinde kitaplarımızın temininden çocukların yaş gruplarına ve okuma seviyelerine uygun şekilde planlanmış aktivitelere, kadınların kişisel, sosyal, ailevi yapısı ve eğitim seviyelerine yönelik hazırlanmış içeriklere kadar, her şeyi önceden ince ince planlıyoruz. Amacımız iki tam gün geçirdiğimiz bölgede bilgi dağarcığımızda ne varsa aktarabilmek; onları dinlemek, dediklerini duymak ve yanlarında olduğumuzu, olmaya da devam edeceğimizi hissettirmek. Ülkemizde gelişim tek taraflı olamayacak. Her bir insanın ve her bir bölgenin gelişmesi lazım. Biz de kendi köşemizde oturup “Ne olacak bu memleketin hâli” diye sormaktansa yollara düşmeyi seçtik.
Kişisel olarak bu proje sizde nasıl bir değişim yaratıyor, neler hissettiriyor?
Çok kısaca belirtmek istersem, bana yaşama gücü veriyor. Ülkem için hissettiğim üzüntüye karşı dik durmamı sağlıyor. Gittiğimiz bölgelerdeki sevgi selini size anlatamam; gelip görmeniz lazım. İnsanlar onlara sadece malzeme yollanmasını değil, birilerinin onlar için kalkıp oraya gitmesini, onları duymasını ve destek vermesini istiyor. Anlaşılmak istiyorlar. Önemsendiklerini hissedebilmek istiyorlar. Samimiyete açız hepimiz. Yeni dönemde Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı’yla el ele bu projeyi bir üst seviyeye taşıyacağız. "Okumak, gören veya görmeyen her bireyin hakkıdır" yaklaşımıyla, köylerde ve ihtiyaçlı bölgelerdeki buluşmalarımızı gören ve göremeyen aileler için de gerçekleştireceğiz. Bu çerçevede de bir fonlama başlatıldı. Connect okurlarının bu proje hakkında bilgilenmesini ve destek vermesini çok isterim.