Denizli’den Bologna’ya... Doğmakta olan bir geleneğin ilk mezunu
İzmir Amerikan Koleji 1997 mezunlarının 2015’te genç yaşta kaybettikleri sınıf arkadaşları Sadık Emre Çaputçu anısına başlattıkları SEV okullarındaki ilk mezun sınıfı bursunu alan Mustafa Doğaç Başkafa, 2021’de mezun oldu ve İtalya’da, Bologna Üniversitesinde eğitimine devam ediyor. Ortaokulda okurken e-posta ile ACI Okul Müdürü Didem Erpulat’a ulaşarak onu şaşırtan Mustafa Doğaç Başkafa, sınıf bursu kültürünün gelenekselleşmesinin gelecekte birçok öğrencinin hayatına dokunacağını söylüyor.
Sizi tanıyarak başlayabilir miyiz, ailenizi ve çocukluğunuzun geçtiği ortamı biraz anlatır mısınız?
2002 yılında Denizli’de doğdum. İlkokul öğretmeni bir anne ve devlet memuru bir babanın tek çocuğu olarak büyüdüm. Liseye kadar hep Denizli’de yaşadım. Yazlarımı dedemin yanında Bekilli’de geçirdim. İlkokul ve ortaokul eğitimimde en büyük hobim tiyatro oldu. Okul tiyatrolarında ve amatör topluluklarda görev aldım. ACI’daki hayatımda da hiçbir zaman tiyatroyu bırakmadım.
Ortaokulda ACI’a gitmeyi hedefliyor muydunuz, okulu biliyor muydunuz? Maddi kaygılarınız veya aileden uzak olmak gibi çekinceleriniz var mıydı?
Ortaokulun başından beri farklı bir şehirde lise okumak istediğimi biliyordum. Küçüklüğümden itibaren özgürlüğüne düşkün biri oldum. Hiç tanımadığım bir şehirde kendi ayaklarım üzerinde durmak istiyordum. İnternetten sürekli farklı liseleri araştırırdım. Bu süreçte seçeneklerimi İzmir Amerikan Koleji ve Kabataş Erkek Lisesine indirmeyi başardım. Yedinci sınıfın ortalarında ACI’ı araştırırken ACI Okul Müdürü Didem Erpulat’a e-posta yolladım. ACI’a gelmeyi çok istediğimi, ama maddi yetersizliklerim olduğunu, ACI’ın maddi ve başarı burslarını araştırdığımı ve bilgi almak istediğimi anlattım. Didem Hanım cevabında, ilk kez bir ortaokul öğrencisinden böyle bir e-posta aldığını ve çok sevindiğini söyledi. Sekizinci sınıfta sınavlarıma çok iyi hazırlanmamı ve başvuru süreci geldiğinde tekrar onunla iletişime geçmemi söyledi. Aradan bir buçuk sene geçtikten sonra tam da Didem Hanım’ın dediği gibi oldu. O dönemki sınavdan ACI’a yetecek bir puan elde ettim. Ön kayıt döneminde, formları doldurdum ve kendi kaydımı yaptım. Bu zamana dek ailem ACI diye bir okul olduğunu bilmiyordu. Ailem, her konuda beni destekledikleri gibi lise kararımı da bana bıraktılar. Kayıt günü ilk kez girdiğim ACI kampüsü sonraki beş sene boyunca yeni okulum olacaktı.
ACI’da ilk sınıf burslarından biri, 1997 sınıfının erken yaşta vefat eden Denizli’deki arkadaşları Sadık Emre Çaputçu adına düzenlenmişti. Bursu kazandığınızda neler hissettiniz?
Kayıt gününde Didem Hanım ile yüz yüze tanışma fırsatımız oldu. Bana verilecek bursun bir ilk olduğundan ve vefat eden Denizlili mezun Sadık Emre Çaputçu anısına verileceğinden söz etti. 97 mezunları erken yaşta kaybettikleri sınıf arkadaşları adına ilk sınıf bursunu benimle başlatmış oldu. Mezun olana kadar bana verilen bursun Denizlili bir mezun adına olduğunu biliyordum. Hayalim olan ACI’a gitme imkânını kazandığım için çok mutlu olmuştum. ACI’da okumak için tek engelim olan maddiyat ortadan kalkmıştı. Ailemden uzakta yaşamaktan hiçbir zaman korkmamıştım, aksine yeni hayatım için çok heyecanlıydım.
Öğrenciliğiniz boyunca 1997 sınıfı ile ilişkiniz oldu mu? Size farklı konularda da destekleri sürdü mü?
Her ne kadar okul ücretinin tamamı karşılansa da yurt ücreti de ailem için büyük bir paraydı. 97 sınıfı konaklama masraflarının da tamamını karşıladı ve maddi kaygılarım böylece tamamen son buldu. Okul hayatımda 97 mezunlarıyla doğrudan bir ilişkim olmadı, bana burs verenlerin isimlerini bilmiyordum. Bütün süreçte Didem Hanım aracımız oldu. Sosyoekonomik olarak uyum sağlama konusunda soru işaretlerim olsa da arkadaşlık ilişkilerimde hiçbir zaman eksiklik hissetmedim.
ACI’daki günlerinizi biraz anlatabilir misiniz?
Beş senelik ACI hayatım boyunca yatılı öğrenciydim. Tek çocuk olarak büyümüş biri olarak yurtta özel alanımı paylaşmanın zorluklarını tabii ki yaşadım, ama erken yaşta ailemden uzakta kalmak bireysel gelişimimde beni çok olgunlaştırdı. MUN, ACI Live, Tango, Oryantiring, Huzurevi, Kimsesiz Değilsiniz gibi birçok kulüp ve sosyal sorumluluk projesinde görev aldım, ama bütün yaptıklarım arasında duygu ve düşünce dünyamı en çok etkileyen, Atatürkçü Düşünce ve Türkçe Tiyatro Kulüpleri oldu. Okulumuzun önemli misyonlarından olan Atatürk değerlerinin yaşatılmasını daha çok yansıtabilmek için Almanca öğretmenimiz Elif Yurtseven’in destekleriyle Atatürkçü Düşünce Kulübünü kurduk. Türkçe öğretmenimiz Evrim Yakın Biçer önderliğindeki Türkçe Tiyatro Kulübünde ise hazırlıktan beri aktif olarak görev aldım. Lise 3. sınıfta kulüp başkanlığı yapma şansım oldu. Tiyatro üzerine edindiğim kuramsal bilginin yanı sıra Türkçe Tiyatro Kulübü ACI içindeki küçük ailem oldu. Arkadaşlık ve ekip çalışmasını ilk kez burada deneyimledim.
Üniversite eğitimi için İtalya’yı seçmenizde neler
etkili oldu?
ACI’daki son iki senemi IB FM1 öğrencisi olarak geçirdim. Fen öğrencisi olarak üniversite başvurularımı da ilk başta bu alanda yaptım. Hong Kong’da biyolojiye, Hollanda’da ise disiplinlerarası bölümlere başvuru yaptım. Oldukça kararsız ve heyecanlı devam eden başvuru sürecimin ardından ani bir karar değişikliğiyle kendimi sosyal bilimler alanında daha iyi keşfedebileceğime karar verdim. Kararımı değiştirdiğimde dünya genelinde başvuruların kapanmış olması sebebiyle, hâlâ başvuruları açık olan ve burs imkânlarından yararlanabileceğim okullar arasında İtalya’da bulunan Bologna Üniversitesi bana en cazip geleniydi. Bologna Üniversitesi aday öğrencileri kendi sınavıyla seçtiği için IB diplomamın başvuruma bir etkisi olmadı. Ne var ki, IB kazanımlarımdan üniversite hayatımın her anında yararlanmaktayım. Bu sebeple IB’nin sadece üniversite kazanmak için bir sınav olmadığını, bizleri çok yönlü olarak geliştiren bir süreç olduğunu şimdi anlıyorum. Şu anda Bologna Üniversitesinde “Ekonomi, Politika ve Sosyal Bilimler” bölümünde okumaktayım. Bugüne kadarki deneyimlerim, kendim için en doğru tercihi yaptığımı gösteriyor. Hem İtalya’daki yaşamımdan hem de aldığım eğitimden oldukça memnunum. Başvuru süreçlerinin ne kadar stresli geçtiğinin bilincinde olarak, yeni mezun olacaklara bol şans diliyorum.
SEV Okullarında sizinle başlayan sınıf burslarının sayısı 25’e ulaştı. Siz de ileride imkânı olan arkadaşlarınızla toplanıp, 2021 sınıf bursu düzenlemeyi ister miydiniz?
Bugün olduğum yerde ACI’ın etkisi oldukça büyüktür. Lise eğitimim benim, alışılagelmiş normların çok daha dışından bakan, yaşamın içinde ve çok yönlü bir birey olmamı sağlamıştır. Eminim ki ülkemizin geçirdiği bu zor zamanlarda idealleri için çabalayan daha binlerce öğrenci var. Gönül ister ki bütün liselerimiz ACI’ın bizlere sunduğu imkânları sunabilsin. Maalesef bu şimdilik mümkün değil, ama ACI’da ilk sınıf bursuyla okumuş bir mezun olarak bu uygulamanın hayatımda yeni pencere açtığını söyleyebilirim. Umarım gelecekte benim de sınıf bursu kültürüne katkı sağlayacak imkânlarım olur. Sınıf bursu kültürünün kemikleşmesi ve gelenekleşmesi gelecekte birçok öğrencinin hayatına dokunacaktır. Mezuniyetimde 97 sınıfı mezunlarımızdan bazılarıyla tanışma fırsatım olmuştu, ama hepsine birebirde teşekkür etme şansım olmamıştı. Bu röportaj aracılığıyla 97 mezunlarına bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Benimle röportaj yaptığı için emektar Connect dergisi ekibine de teşekkür ederim. Yüz yıldan daha uzun süreden beri binlerce mezunumuzun ve aralarına taze katılmış biz mezun olarak benim de ACI geleneklerini daha nice yüzyıllar devam ettireceğimize ve edinimlerimizle çevremizi geliştirmeye devam edeceğimize inancım tam...