Bağış Türü: Mezun Sınıf Bursu ve Toplu Sermaye Fonu

Kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz? Ne zaman mezun oldunuz, sonrasında neler yaptınız?
UAA '97 mezunuyum, yani ilk kız-erkek karışık sınıfın ürünüyüm. Mezun olduktan sonra üniversite için Amerika'ya gittim, Brandeis University, Ekonomi ve Tarih dallarında mezun oldum. Üniversite sonrası, 2001 krizinde MasterCard International'ın global merkezinde finans bölümünde bütçe ve stratejik planlama üzerine iş hayatıma başladım. Daha sonra 2004 sonunda MasterCard'dan ayrılarak MBA başvurularımı yaptım ve iş hayatıma 8 ay ara verdim, bu süre içinde 3 aylık kayak öğretmenliği kursu neticesinde sertifikalı kayak öğretmeni oldum. Biraz gezdim, biraz da 8 yıl sonra ilk kez İstanbul'da vakit geçirdim. Sonrasında MBA için INSEAD'a (Fransa & Singapur) gittim ve 2006 yılında mezun oldum. Akabinde Türkiye'ye dönüp aile işinde çalışmayı denemeye karar verdim ve o zamandan beri de aile işinde çalışmaya devam ediyorum. Evliyim, 2 kızım var.

UAA'lı olmak sizin için ne anlama geliyor? Lise yıllarınızdan neler hatırlıyorsunuz, UAA hayatınızda nasıl bir fark yarattı?
UAA'lı olmaktan hep memnuniyet duydum. Geri dönüp baktığım zaman UAA'da geçirdiğim yedi yıl benim için çok güzeldi. Bizim sınıfın kendi içindeki bağı bence çok özeldi ve nitekim kalıcı da oldu. Belki ilk karışık sınıf olduğumuz içindir. Bugüne kadar devam eden en iyi arkadaşlıklarımın bazılarının temeli o yıllardı. Aynı zamanda Türkiye standartlarının çok üstünde bir eğitim aldığımızın da farkındaydım ama şimdi daha da farkındayım.

Eğitime ve okulunuza sınıf olarak bağış yapmaya nasıl karar verdiniz? Kararınızı neler etkiledi?
Açıkçası eğitime bağış benim için yeni bir kavram değil. Her zaman gücümün yettiği kadar ya öğrenci odaklı ya okul odaklı eğitim için bağış yapmaya çalıştım. 2006-2016 yılları arasında üniversiteme ve özellikle MBA'ime düzenli bağışlar yapmaya devam ettim. 2016'daki INSEAD 10. yıl, "Reunion - Sınıf Hediyesi" ekibinde gönüllü olarak çalıştım Bu süreçte  UAA’nin bu konuda biraz geride kaldığını düşünüyordum ta ki 2016 Kasım - Aralık gibi UAA Mezunlar Derneği ile SEV'in başlattığı "Bir İz de Sen Bırak" kampanyasını görünceye kadar, tamam UAA artık bu konuda ciddi birşeyler yapmak istiyor diye düşündüm ve 2017'de sınıfımın 20. yıl Reunion'ı vesilesi ile çok sevdiğim okuluma sınıfımızdan bir hediye yapmak için hemen mezunlar derneği ve SEV ile iletişime geçtim. Kampanyada SEV eğitim yıllık eğitim bedelinin yarısının toplanması durumunda gerekli tutarın geri kalan yarısını karşılıyor. Sonuçta sınıfımdan oluşturduğum bir ekiple beraber aldığımız karar doğrultusunda 2 ayrı kampanya yürütmeye karar verdik;

(1) İhtiyaç sahibi bir öğrencinin 5 yıllık eğitimini karşılamak için 5 yıl boyunca sınıfımızdan para toplayıp, bu öğrenciyi UAA'dan mezun edip iyi bir dünya vatandaşı olmasında katkıda bulunmak;
(2) İhtiyaç sahibi birçok öğrencinin UAA eğitimini sürekli olarak karşılamak üzere sınıfımızdan "Endowment" yani Toplu Sermaye bağışı toplayıp UAA'nın ilk kez oluşturmaya çalıştığı Endowment'ına destek olmak.

Verdiğiniz destekle genç insanların ve ötesinde tüm toplumun geleceğini şekillendiriyorsunuz, bu size neler hissettiriyor?
Birinci kampanya kapsamında tüm UAA eğitimi boyunca İstanbul'da yurtta kalmayı planlayan, başarılı ve ihtiyaç sahibi bir Anadolu çocuğunu "ÜAL '97 Bursu" adlı bursumuzla okutmaya başladık.

İkinci kampanyamızda ise her ne kadar '97 sınıfı olarak tek başımıza bir öğrenciyi ilelebet okutacak tutara ulaşamadıysak da 45.580 USD gibi önemli bir tutar topladık ve bu daha yeni kurulan UAA'nın Toplu Sermaye fonuna '97 sınıfının kuvvetli bir başlangıç katkısı oldu. Başka kişilerin, kurumların ve sınıfların toplu katkıları ile bu Toplu Sermaye fonunun birçok öğrenciyi okutacağına eminim. Bu fonun başlamasına destek olmak '97 sınıfı ve benim için gerçekten büyük bir mutluluk.

'97 sınıfının bu kampanyalara toplamda katılım oranı %40 oldu. Uluslararası istatistiklere göre bu gerçekten çok iyi bir oran. Sınıf olarak bu orandan ve toplanan miktardan gurur duyabiliriz.

Bağış yapabilecek insanlara neler söylemek istersiniz?
İyi bir eğitime erişimi, insanlığın daha iyi yerlere gelmesindeki ilk adım olarak görüyorum. Kendimi hayatım boyunca iyi bir eğitime erişme fırsatına sahip olduğum için şanslı görüyorum. İhtiyaç sahibi başkalarının da bu fırsata sahip olması için geri vermenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ülkemizin, dünyanın daha iyi yerlere gelebilmesi için iyi eğitimli, iyi donanımlı, yaratıcı, kendi adına düşünebilen, fikirler üretebilen insanlara ihtiyacımız var. Eğitim, bir toplumun gelecek için yapabileceği en önemli yatırım. Bu yüzden eğitime bağış yapıyorum ve başkalarının yapmalarının önemli olduğunu düşünüyorum. Miktar ne olursa olsun, verilen bağışların hepsi çok önemli. Sonuçta büyüklerin söylediği gibi damlaya damlaya göl oluyor.

Röportaj Tarihi: Aralık 2017