ACI mezunu olmak; vefadır, paylaşmaktır, sevgidir
Ekin Gökovalı, ACI'94 Mezunları adına
Bağış Türü: Mezun Sınıf Bursu
Kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz? Ne zaman mezun oldunuz, sonrasında neler yaptınız?
ACI’dan 1994 yılında mezun oldum. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik, Anadolu Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği ve yine Anadolu Üniversitesi İşletme bölümlerini bitirdikten bir süre sonra İzmir SEV’in kütüphanesinde görev yaptım. Mesleklerimin tamamen dışında ama her gün koşarak gittiğim bir işim oldu. 2013 yılında evlilik ve yurt dışına taşınma sebebiyle üzülerek işimden ayrıldım. Biraz dolaştıktan sonra Muğla’nın Akyaka Köyü’ne yerleştim; iki senedir burada yaşıyorum. Yöremizin doğal ürünlerini İstanbul, Ankara ve İzmir’de yaşayan eş dost arkadaşlarımla buluşturuyorum. Eş zamanlı olarak Anadolu Üniversitesi Tarım Bölümü’nde okuyorum.
Eğitime ve okulunuza sınıf olarak bağış yapmaya nasıl karar verdiniz?
Bildiğiniz üzere 2017 Ocak ayında İzmir Adliyesi’nde korkunç bir olay yaşandı ve maalesef bir polis memurumuz şehit oldu. Pek çok sınıfın olduğu gibi bizim de ’94 mezunları olarak bir WhatsApp grubumuz var. Grubumuzda bu dehşet verici olayı konuşmaya başladık. Polis memurumuzun üç çocuğu olduğunu öğrendikten sonra onlar için ne yapabileceğimizi düşündük. Biz konuşaduralım; başta Müjdat Gezen olmak üzere pek çok kişi bu çocukların eğitim ve diğer masraflarını üstlendi. ’94 mezunları olarak dedik ki: “Madem bu yola çıktık, vazgeçmeyelim.” ACI’da okuyan bir öğrenciye burs verme fikri doğdu. Daha önce SEV’de çalıştığım, üç senedir ACI’mızın dergisi Beacon’un yayın kurulunda yer aldığım ve ACI Mezunlar Derneği’yle yakın temasta olduğum için öğrenciyi tespit etme görevini ben üstlendim. Müdürümüz Didem Hanım ve Muhasebe Müdürümüz Cantürk Bey’le yakın temastayız bu süreçte. Yapılan yardım, bursa katkıda bulunan arkadaşlarımızın da çok içine sindi. Amacımız ortaya prototip çıkarmak değil elbette ama hepimiz ACI mezunu olduğumuz için gurur duyuyoruz. Bizlerin de elde ettiği bu şansı elde etmiş ancak maddi, ailevi gibi sebeplerle yitirmek üzere olan bir öğrencimize destek verebilmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Ayrım yapmıyorum ama öğrencimizin kız olması beni ayrıca sevindirdi: Sanırım Türkan Saylan’ın mirası gibi görüyorum bir yandan. Türkan Hoca’nın ülkemiz için yaptıkları, hem sağlık alanı hem de kız çocukları için inanılmaz. Ülkemizin içinde bulunduğu durum hepimizin malumu; “çocuk gelin” yazarken bile tüylerim diken diken oluyor, insanlığımdan utanıyorum. Bu yüzden kız çocuklarının okuması her şeyden önemli.
Kendisi de bir eğitimci olan babam her zaman şöyle der: “Sana bırakacağım en önemli miras, iyi bir eğitimdir.” Eğitim sisteminin sürekli değişmesi de bizleri endişelendiren bir gerçek. İşte bu ortamda hâlâ dimdik duran, felsefesinden ödün vermeyen birkaç okuldan biri ACI bizlerin gözünde. O yüzden kızımızın Amerikan Koleji’nden mezun olması, bizlere göre hayata birkaç adım önde başlamak; topluma, cumhuriyete faydalı bir birey olmak demek.
ACI’lı olmak sizin için ne anlama geliyor? Lise yıllarınızdan neler hatırlıyorsunuz, ACI hayatınızda nasıl bir fark yarattı?
Öncelikle şunu belirtmek isterim: Bizim dönemimiz ACI tarihinin en kalabalık dönemi. 211 mezun verdik. Ama çok üzülerek söylemeliyim ki beş arkadaşımız zamansız aramızdan ayrıldı. Onların acıları hâlâ yüreklerimizde. Altuğ Alatay, Banu Duygu, Günhan Güneysu, Kenan Slaughter ve Tolga Aksel. Bu bursu onların adına verelim; güzel ruhlarına adayalım istedik.
Halen en yakın arkadaşlarım, ACI’daki dönem arkadaşlarım... Hayatımın en güzel yedi yılıydı, tabii o zaman bir yıl hazırlık, üç yıl ortaokul, üç yıl da lise okuduk. Özellikle liseyi tekrar tekrar okuyabilirim! Yaşam koşullarından dolayı insan bazen en yakın arkadaşıyla bile uzun süre görüşemiyor. Ancak bunun dostluğumuza en ufak bir etkisi olmuyor. ACI’da attığımız sağlam temellere borçluyuz bunu. ACI bizlere sorgulamayı, araştırmayı, yere sağlam basmayı, zorluklar karşısında mücadele etmeyi öğretti. Atatürk’ün öğretisini hayatımıza yaymayı öğretti. ACI mezunu olmak aydınlıktır, ışıktır. “Enter to learn, depart to serve”dür. Okulumuzla fiziki ve manevi bağımızı asla koparmamaktır. Bizim yakaladığımız ayrıcalığı bir fazla kişiye daha sunabilme arzusudur. Vefadır, paylaşmaktır, sevgidir…
Bağış yapabilecek insanlara neler söylemek istersiniz?
Biz ACI’94 mezunları olarak 200 küsur kişiyiz. Bütün arkadaşlarımız çok faydalı yardımlarda bulunuyor. Biz bu bursu yaklaşık 45 arkadaşımızla sürdürüyoruz. Şu an Kasım ayındayız ve okul ücretinin yüzde yetmişini ödedik. Öncelikle iyi şekilde organize olmak gerekiyor. Hepimiz dünyanın dört bir yanındayız. Herkesin iş ve ev hayatı çok yoğun. Kimseyi zor duruma sokmamak adına aylık bir miktar belirledik. Bu miktar her ay bir hesaba aktarılıyor ve biriktikçe okula ödeme yapılıyor. Bazı arkadaşlarımız otomatik talimatla düzenli ödemeyi garanti altına aldılar. Hatırlatma görevi bende; bu sebeple her ay arkadaşlara mesaj atıyorum. Mesaj attığım gün, neredeyse herkes ödemeyi gönderiyor.
Herkes bütçesine göre katılabilir eğitim burslarına. Temel ihtiyaçlar elbette çok çok önemli. Ülkemizde ve dünyada maalesef açlık sınırının altında pek çok insan var. Keşke herkese elimizi uzatabilsek. Biz bu dönem okuldan alınma tehlikesiyle karşı karşıya olan kızımızın eğitimini devam ettirmeyi seçtik. Umarım gelecekte daha da fazlasını yapabiliriz.
Röportaj Tarihi: Kasım 2017