Okulumuzu; ülkemizi ve milletimizi ileriye götürecek insanlar yetiştirmeye devam etmesi için sahiplenmemiz gerekiyor
Prof. Dr. İlter Turan, TAC'59
Bağış Türü: Kampüs İsimlendirme
Öğrenim gördüğünüz bir kurumun size yaptığı katkıları, sizin hayatınızda yarattığı farkı takdir edebilmeniz için, o deneyimi yaşadığınız döneme yıllar sonra geri dönüp bakmanız gerekiyor. Öğrenim döneminde aslında kimini farkında dahi olmadığınız, kimini sıkılarak yaptığınız, kimiyle belki de dalga geçtiğiniz işler, daha sonraki yıllarda değerlendirildiği zaman bir başka görünüyor ve sizin fikri yapınızın ve karakterinizin şekillenmesinde önemli katkılar yaptığı anlaşılıyor. Örnek vereyim. Ortaokulda Mr. Webster’in bize outline öğretmeye çalışmasını çok bıktırıcı bulmuştum. Üniversiteye başlayınca, gerek not tutarken, gerek uzun yazılı ödevler hazırlarken, fikirlerimi sistematize ve organize etmek gibi çok önemli bir beceriyle donatıldığını anladım. Keza, Mrs. Kesselheim’in evlerinde Çarşamba akşamları toplanan ve klasik müzik parçaları dinleyip, bunlar hakkında bizi bilgilendiren toplantıları, o zaman eğlenceli bulurken, dünya kültürüne ulaşmamın kapılarını açtığını farkında bile değildim.
Okulumuzun bizi eğitirken, aslında bizi sağlam karakterli insanlara dönüştürmeye çalıştığını, okul ortamının bunun bir aracı olduğunu çok sonra anladımsa da, bu süreç benim okula adım attığım gün başladı. Anlatayım. Okula gelince, müdürümüz Mr. Maynard’ı gördük. Bana kitap bedellerini ödediğime ilişkim bir kağıt verdi. Kağıdı kitap odasına götürüp kitaplarımı alacağım. Ben on bir yaşında yepyeni girdiğim ortama kavuşmanın heyecanıyla olacak, kağıdı kaybettim. Ağlayıp, zırlıyorum. Annem elimden tuttu, biz tekrar Mr. Maynard’ın huzuruna çıktık. Mr. Maynard hiçbir şey sormadı bile, yeni bir kağıt verdi. “Eskisini bulursanız yırtıp atarsınız.” dedi. Bunun insanlara güvenmekle ilgili ne kadar önemli bir ders olduğunu çok sonraki yıllarda idrak ettim.
Tarsus bana büyük kapılar açtı. 1952’de ortaokula başladım. 1956-57 yılında Lise 1’de iken o yıl okulda ilk defa başlayan American Field Service bursunu kazanıp Amerika’ya gittim. 1957-1958 yılında Kaliforniya’da lise diploması alınca, Tarsus’a dönmedim. Tarsus’taki sınıf arkadaşlarım liseyi 1959’da bitirirken, ben 1958’de bitirmiş oldum. Amerika’da geçirdiğim o yıl bana üniversiteyi de Amerika’da tam bursla okumanın kapılarını açtı. Okulun bana kazandırdığı alışkanlıklar (örneğin kütüphaneyi iyi kullanmak) ve beceriler (örneğin on parmak daktilo) bana önceden kestiremediğim şekilde yararlı oldu. Okul bana gönüllü işler örgütlemeyi, sorumluluklar üstlenmeyi ve gereğini yerine getirmeyi, kısacası ayaklarımın üstünde durmayı, kendi başıma muhakeme yapmayı ve karar vermeyi öğretti. Bir de beni her zaman sıcak karşılayan, sevgiyle kucaklayan, gerektiğinde yardıma koşmakta tereddüt etmeyen bir dost çemberine kavuşturdu.
Bizleri çok yönlü şekillendiren, gelişmemize öncülük eden, hayatta başarılı olmamızın temellerini atan bir kurumun yaşaması, gelişmesi, ülkesini ve milletini ileriye götürecek insanlar yetiştirmeye devam etmesi için onu sahiplenmemiz gerekiyor. Hızlı bir dönüşümün yaşandığı, buna ayak uyduramayan toplumların değişmez bir ikinci sınıflığa itileceği bir dünyada, kendi eğitimimiz sarsıntılı bir dönemden geçerken, Tarsus ve kardeş okullarımızın yaşatılması, ülkemizin en kabiliyetli gençlerine, maddi durumlarına bakılmaksızın, öğrenim imkanı sunulması çok önemli.
Ben Tarsus’ta, hayatın çok daha ucuz olduğu yıllarda olsa da, kısmi bir bursla okudum. Bursum olmasaydı belki de okuyamazdım. Şimdi, gençlerimizin de aynı olanağa sahip olmasını vazife biliyorum. İmkan bulunca bir katkıda bulundum. Ancak şunu da hemen belirteyim, mezunlarımızın ilgisini harekete geçirmek ve katkılarını sağlamak için onları bu konuda teşvik edecek programlar, yöntemler geliştirmek gerekiyor. Eğer Mezunlar Cemiyeti’ndeki sevgili kardeşlerim, Bir Tuğla Da Sen Koy kampanyasını geliştirmeselerdi, belki ben de bağışta bulunmayı düşünür ama bir vesile olmadığı için harekete geçmezdim. Bütün arkadaşlarımdan ricam, okullarının burs programlarına destek versinler. Az veya çok diye düşünmesinler, imkanları dahilinde mümkün olanı yapsınlar. Okullarımızdan, Sağlık ve Eğitim Vakfı’ndan ve mezunlar cemiyetlerimizden ricam ise bizi bu yönde harekete geçirecek her türlü gayreti göstermeleri. Bizi yetiştiren bu okullar geleneğini birlikte sürdürmek ve geliştirmek hepimizin vazifesidir.
Röportaj Tarihi: Ocak 2018
Röportaj Tarihi: Ocak 2018